Haçlı Seferleri ve Nedenleri

Haçlı Seferleri

Haçlı Seferleri Kudüs’ü Müslüman kontrolünden kurtarmak için yapılan donanımlı seferlerdir. Kudüs 7. yüzyılda, Yakın Doğu, Kuzey Afrika ve Anadolu’yla birlikte Müslüman kontrolü altına girmişti. Birinci Haçlı Seferi, Bizans imparatoru I. Aleksios'a yardım etmesini istemesi nedeniyle, bunu sağlamak için 1095 yılında Papa II. Urbanus’un Clermont Konseyi’nde verdiği vaazla başladı. 

Urbanus Haçlı seferlerine katılan Hristiyanların günahlarının daha bu dünyada iken bağışlanacağını ve kutsal Kudüs’e yerleşme imkanları olacağını vadetti. Bu arzuyla Avrupa toplumunun her sınıfından binlerce insan bu amaçla harekete geçti ve uzun, serüvenli ve çok çarpışmalı geçen bir kara yolculuğu sonunda 1099'da Kudüs ve diğer bölgeler ele geçirildi. 

Hareket ilk desteğini Franklardan aldı; Arapların Haçlı Seferlerine "Franj" demesi bu yüzdendir.Bu bölgede çok küçük bir azınlık olmalarına rağmen, Haçlılar işgallerini pekiştirmek için Haçlı devletleri kurdular, bunlar; Kudüs Krallığı, Urfa Kontluğu, Antakya Prensliği, Trablus Kontluğu'dur. 

13. yüzyılda bu şehirler arasında ve etrafındaki Müslüman şehirleri arasında birçok anlaşmazlık çıktı. Haçlı Seferleri'nin temel amacı kurulan bu şehirlerle kaybedilen yerleri geri almaktı. Tapınak Şövalyeleri bu amaçta destek sağlanması için oluşturulmuş birliklerdir.

Orta Çağ'ın büyük bir döneminde 8. yüzyıldan itibaren Avrupa'nın büyük bir kısmı olan güneyi Müslümanlar eline geçmişti ve Avrupa'nın politik etkisi dışında kalmıştı. 

11. yüzyıldan başlayarak ta 15. yüzyıllara kadar Avrupa içinde yapılan Hristiyan hücumları ve Haçlı Seferleri ile Hristiyanlar Müslümanların egemenliği altındaki Güney Fransa, İspanya, Portekiz ve Güney İtalya'daki tüm toprakları geri aldılar. Buna karşılık Müslümanlar geri saldırıları ile Asya'daki Haçlıların fethettikleri tüm toprakları geri aldılar. Bu dönemde Bizans İmparatorluğu çöküşe geçmişti. 

1071'de Malazgirt Savaşı'ndan sonra imparatorluk ciddi anlamda çöküş ve yenilenme sürecine girdi. Dördüncü Haçlı Seferi'nde 1204'te Konstantinopolis'in Haçlı Frankların eline geçmesi çöküşü iyice açığa çıkardı. Konstantinopolis'in Bizanslılarca 1261'de geri alınmasına rağmen devlet artık sadece ismen bir imparatorluk olmuştu ve Bizans devleti 1453'e kadar ayakta kaldı.

Haçlı Seferleri'nin Nedenleri

Dinsel Nedenler :
Hristiyan Avrupa'nın, Hristiyanlık'ın kurucusu ve peygamberi Hz. İsa'nın doğduğu bölge olan Kudüs ve çevresini Müslümanlardan geri almak istemesi.
Papa'nın seferler sonucunda otoritesini artıracağını düşünmesi.
Cluny Tarikatının çalışmaları.

Ekonomik ve Sosyal Nedenler :
Feodalitenin etkisiyle halkın yoksul düşmesi İpek ve Baharat Yolu'nun Müslümanların eline geçmesi.
Hristiyanların Doğu'nun zenginliklerini ele geçirmek istemesi.

I. Haçlı Seferi (1096-1099)
Papa II. Urbanus'un çağrısı ile başladı. I. Kılıç Arslan tarafından öncüleri Anadolu'da yok edildi. Asıl grup Antakya'yı aldıktan sonra, Kudüs'ü Fatimiler'den aldı. I. Haçlı Seferi sonunda Urfa, Antakya ve Kudüs'ü içine alan bir Latin Krallığı kuruldu.

II. Haçlı Seferi (1147-1149)
Musul atabeyi İmadedin Zengi'nin 1144 yılında Urfa'yı geri alması üzerine başladı. Sefere Alman Kralı III. Konrad ile Fransa kralı VII. Louis katıldı. Haçlılar Şam yakınlarına kadar geldiler; fakat burada bozguna uğrayarak geri döndüler.

III. Haçlı Seferi (1189-1192)
1187 yılında Selahaddin Eyyubi'nin, Kudüs'ü geri alması üzerine başladı. Sefere İngiltere kralı Arslan Yürekli Richard, Alman Kralı Friedrich Barbarossa ve Fransız Kralı II. Philippe Auguste katıldı. Barbarossa Silifke Çayı'nı geçerken boğularak öldü, Arslan Yürekli Richard ve Philippe Auguste ise Selahattin Eyyubi tarafından bozguna uğratıldı.

IV. Haçlı Seferi (1202-1204)
Papa III. Innocentus'un çağrısı üzerine yeniden toplanan Haçlı ordusu, Venediklilerin de yardımıyla denizden yola çıktı. Haçlılar 1203'te İstanbul'a geldiler. şehre girerek katliam yaptılar. İstanbul'dan kaçan Rumlar, 1204'te İznik Rum Devleti ve Trabzon Rum Devleti'ni kurdular.

Haçlı Seferleri'nin Sonuçları

Dinsel Sonuçları :
Kilise ve papalığa güven sarsıldı. Skolastik düşünce zayıfladı.
Doğudaki bilim ve kültürün zenginliğini gören Hristiyanlar, din adamlarının yalan söylediğini anladılar.

Ekonomik Sonuçları :
Doğu Akdeniz limanları önem kazandı.
Burjuva sınıfının ekonomik gücü arttı.
Marsilya, Ceneviz ve Cenova limanlarının önem kazanması ile ekonomik güç İtalyan denizcilerin eline geçti.

Siyasal Sonuçları :
Çok sayıda senyör ve şövalyenin ölmesi ile derebeylik sistemi zayıfladı. Merkezi krallıklar güç kazanmaya başladı.
Türklerin batı yönünde ilerlemesi durdu.

Teknik Sonuçları :
Kağıt, barut, pusula gibi buluşlar Avrupa'ya taşındı.

Magna Karta
İngiltere Kralı Yurtsuz John, Fransa Kralı II. Philip'e karşı giriştiği mücadelede başarısız olmuştu.
John bu başarısızlığını gidermek için, vergileri artırmış, ayrıca İngiliz soylularına ait bir takım ayrıcalıkları kaldırmaya kalkışmıştı.
Soyluların ayaklanması üzerine iç isyandan korkan Kral John, soylulara bir takım imtiyazlar vermek zorunda kalmıştı.

1215'te ilan edilen Fermanda :
1. Kral halkın onayı olmadan vergi toplamayacak.
2. Mahkemeler halka açık yapılacak.
3. Haksız yere kimse tutuklanmayacak ve sürgün edilemeyecek.
4. Askere alınmalar düzene konulacak
5. Soylulardan oluşan bir kurul kralın Magna Carta'ya uygun davranıp davranmadığını kontrol edecek.

Not : Magna Carta ile Osmanlı Devletinin son dönemi arasında benzerlikler vardır.

Magna Carta ile Kralın yetkileri ilk defa sınırlandırılmış. Asiller sınıfının ayrıcalığı kabul edilmiştir.

Sened-i İttifak (1808) II. Mahmut döneminde Alemdar Mustafa Paşa'nın çalışmalarıyla ayanlarla imzalanmıştır. Bu belge ile ayanların varlığı kabul edilmiştir. Bu belge ilk defa Osmanlı padişahının yetkilerini sınırlamıştır.
Magna Carta ile Kral Vasalların üstünlüklerini kabul etmiştir. Adalet ve eşitlik kavramları getirilmiştir.

Tanzimat Fermanı (1839) Abdulmecit döneminde Mustafa Reşit Paşa tarafından Gülhane Parkı'nda okunmuştur. Osmanlı padişahı kanunun üstünlüğünü kabul etmiştir.

Magna Carta ile Kralın yetkileri resmen sınırlanmıştır. İngiltere'de parlamenter sisteme geçilmiştir.

Kanun-u Esasi (1876) II. Abdulhamit döneminde Mithat Paşa'nın çalışmaları ile hazırlanmıştır. Osmanlı'da ayan ve mebusan meclisleri kurulmuştur. Osmanlı Devleti'nde parlamenter sisteme geçilmiştir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

II. Mehmet (Fatih Sultan Mehmed)

GÖKTÜRKLER

Doğu Trakya Tarihi