Kayıtlar

Mart, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

GÖKTÜRKLER

                                                                GÖKTÜRKLER  552-745 yılları arasında Orta Asya’da Ötüken’de hüküm süren büyük Türk hanedanıdır. Tukyular 6. yy.ın ilk yarısında Altay dağlarının eteklerinde Juan-Juan’lara bağlı olarak  yaşıyorlardı. Çin imparatoru, Türkler ile dostça ilişkiler kurmak amacı ile Tukyuların başı Bumin’e bir elçi gönderdi(535).  Bir yıl sonra da Bumin’in gönderdiği elçi Çin imparatoruna  kendi  ülkesinin  ürünlerini  hediye olarak  sundu. Bu  sıralarda,  Tukyular gibi Juan-Juan’lara  bağlı olan Töles’ler ayaklandılar(551);  Juan-Juan kağanı, Bumin’i bu ayaklanmayı  bastırmakla görevlendirdi. Töles’leri yenilgiye uğratarak itaat  altına  alan Bumin,  Juan-Juan  kağanı Anakay’ın kızını istedi. İsteğinin r...

RÖNESANS DÖNEMİNDE ORTAYA ÇIKAN FELSEFİ AKIMLAR

RÖNESANS DÖNEMİNDE ORTAYA ÇIKAN FELSEFİ AKIMLAR Tomasso’nun ardından Avrupa Düşüncesinde bilimsel bir yönelim gözlemlenir. İnsanoğlu yeniden yıldızlara, dış dünyaya merak salar. Modern bilim bu dış dünyadan başlar. En son insan araştırılmaya başlar.  Artık tartışma ve akıl yürütmenin yerini, gerçeklerle yüzleşmek, deney ve ölçümler almıştır. Bu dönem çok önemli isimler yetiştirmiştir. Batı kültürünün artık doğu kültürünü geride bırakmaya başladığı açıktır. Kopernik, Gelileo Gelilei, Newton, Mchiavelli, Bacon, Hoobs bu dönemin ilk akla gelen bilim adamlarıdır.  Ardından gelen dönem kilisenin düşünce üzerindeki baskısının tamamen kırıldığı dönemdir. Artık her şeyden çok akla güveniliyordu. Felsefede bu dönem, “Akılcılık” olarak adlandırılır. Descartes, Spinoza, Leibniz’de bu dönemin ilk akla gelen isimleridir. Akılcılığa ilk tepkiler Deneycilerden geldi. Deneycilere göre; akılcıların atladıkları nokta, duyusal deneyimlerinde bilgiye kaynak olabileceği konusudur. Verilerin ilk ka...

TAC MAHAL

TAC MAHAL Hindistan Türk İmparatorluğu'nun Timuroğulları hanedanının 5. hükümdarı Şah Cihan (1593-1666) tarafından, imparatorluğun o zamanki başkenti olan Hindistan'ın Agra şehrinde , Yamuna Nehri 'nin kıyısında yaptırılmış bir anıt mezardır.  Dünyada aşk için dikilmiş en büyük ve en güzel anıt olarak kabul edilen bu türbe, Şah Cihan'ın büyük bir aşkla sevdiği eşi Ercümend Banu'nun (Mümtaz Banu) ölümü üzerine, onun hatırasına yaptırılmıştır. 1630'da inşaasına başlanan eser, 22 yıl sonra 1652'de tamamlanmıştır. Taç Mahal, geniş bir avlu içinde, dört köşesinde 4 minare bulunan, 75 metre yüksekliğinde beyaz mermerden bir anıt kubbedir. İçinde Mümtaz Mahal ve Şah Cihan’ın mezarları bulunur. Kubbenin önündeki anıtsal bir kapıdan Taç Mahal’in bulunduğu bahçeye girilir. Bu kapının, bir kadının yüzünü örten ve nazikçe açılması gereken bir peçe olduğu düşünülür. Bahçe içinde ince uzun bir havuz ve bahçenin sonunda kubbeli yapı yer alır. Kubbenin bir yanında cami, di...

MOĞOL İSTİLASI

MOĞOL İSTİLASI Babaî isyanının bastırılmasından sonra Moğol istilâsı başladı. 1242'de Erzurum'u işgal ve tahrip eden Moğollar 1243 yılında Baycu Noyan kumandasında 30 bin kişilik bir kuvvet ile Anadolu'yu istilâya giriştiler.  Selçuklu Devleti, tabi devletlerin gönderdiği yardımcı kuvvetleri de beraberine alarak Moğol ordusundan daha kalabalık bir ordu ile bizzat Sultan II. Keyhüsrev'in idaresinde Moğollara karşı harekete geçti.  Sivas'ın 80 km. doğusunda Kösedağ mevkiinde iki ordu karşılaştı. Moğollar Selçuklu öncü kuvvetlerini bir manevra ile perişan edince artık eski değerli kumandanlardan mahrum olan ordu, başta sultan olmak üzere savaş meydanını terketti. Sultan Antalya'ya kadar kaçtı. Moğollar, Sivas'a, oradan Kayseri'ye geldiler; şehir hücumla teslim alındı, yağma ve tahrip edildi. Moğol istilası Asya ve Doğu Avrupa’yı alt-üst etmekteydi. Ağabeyinin Haleb seferi nedeniyle, Selçuklular’ın, zamanın diğer güçlü devleti olan Eyyubiler’le de arası iyi...

RUSYA Hakkında Bilgi

RUSYA Alanı: 17.075.400 kilometrekare (6.592.850 milkare) Nüfus: 147.100.000 (1998) Nüfus Yoğunluğu: kilometrekareye 8.6 Başkent: Moskova Nüfus: 8.436.447 (1994) Coğrafya: Rusya Federasyonu ABD yüzölçümünün yaklaşık iki katı kadardır ve batıda Urallar üzerinden Moskova'ya ve engin Sibirya ovalarına ve doğuda Okotsk Denizine kadar uzanır. Avrupa Rusyası ve Sibirya (Asya) arasındaki sınır Ural Dağları ve Manych çukurluğu ile çizilmiştir. Avrupa Rusyası, Kuzey Kutup Denizinden başlayıp orta Rusya yükseltileri üzerinden Karadeniz, Kuzey Kafkasya ve Hazar Denizine kadar uzanan bir bölgeye yayılmıştır. Sibirya, Yenisey ve Lena arasındaki Orta Sibirya Platosu üzerinden batı Sibirya ovaları, güneyde sıralanan sayan, Yablonovy ve Stranovoydan Lena ve Pasifik sahilleri arasındaki doğu Sibirya dağlarına ve Chukıtskiy ve Kamchatka yarımadalarına kadar uzanır. Hükümet: 1991'den beri cumhuriyet. Hükümet başkanı: 1999'dan beri Vladimir Putin başbakandır. (Putin, ayrıca, aralık 1999'da...

Tarih Öncesi Çağlar

Tarih öncesi veya Prehistorya (Latince, præ = önce + Yunanca, ιστορία = tarih), insanlığın yazının bulunmasından önceki dönemidir. Yazılı tarih öncesi olarak da bilinen prehistorya, yaklaşık 3,3 milyon sene önce insansı ara türlerin taş aletleri ilk kez kullanması ile yazılı dilin icadı arasındaki zaman dilimini ifade eder. İnsanlar erken dönemlerde semboller, işaretler ve resimler kullanmış olsa da, bilinen en eski yazı dili yaklaşık 5000 yıl önce ortaya çıkmıştır.  Yazı dilinin yaygın olarak benimsenmesi binlerce sene sürmüş ve 19. yüzyıla gelindiğinde neredeyse tüm kültürlerde kullanılmaya başlanmıştır. Tarih öncesinin sonu farklı yerlerde değişiklik gösterir ve bu terim tarih öncesinin nispeten yakın zamanda sona erdiği toplumlarda daha az kullanılır. Erken Tunç Çağı'nda, Sümer (Mezopotamya), İndus Vadisi ve eski Mısır'daki uygarlıklar kendi yazılarını geliştiren ve tarihsel kayıtlar tutan ilk uygarlıklar arasındaydı. Daha sonra diğer uygarlıklar da aynı yolu izlemiş ve çoğ...

Hatti

Resim
Hatti, Anadolu 'da Kızılırmak civarında Tunç Çağı 'na ait bir bölgedir. Tunç Çağı'nın sona ermesiyle isim, Kuzey Suriye (Geç Hitit devletleri) için kullanıldı. Buraya işaret eden en eski kaynak, Hatti'nin efsanevî kralı Pamba 'dan söz eden Naram-Sîn şiirinde (M.Ö. 22. asrın ilk yarısında) bulunur. M.Ö. 1900'lere ait Kültepe 'nin eski Âsur belgelerinde Atti, Kızılırmak'ta birkaç şehir devletinin bulunduğu bir bölgeyi belirtir. Bu bölgenin nüfûsu Hint-Avrupa dışı Hattiler 'di. Hititler arasında Hatti, Hitit İmparatorluğu'nu veya Ankuva, Arinna, Hattuşaş, Taviniya ve Zipaland gibi mühim şehirlerin bulunduğu merkezî bölgeyi belirleyebilirdi. Hitit İmparatorluğu'nun M.Ö. 1180 civarında yıkılmasından sonra Suriye 'nin kuzeyinde Yeni Hitit devletlerine geçen Hatti ismi, hususiyetle Karkamış civarındaki topraklara Yeni Asur kaynaklarında bu isimle anılabiliyordu. Tanah 'ta Ḥatti; חִתִּ֥י (romanize: ḥitti) olarak anılmıştır. Dolayısıyla...

Gazneli Mahmud'un İktidarı Ele Geçirmesi

İslam tarihindeki önemli şahsiyetlerden birisi olan Yeminüdevle Mahmud ( daha çok Gazneli Mahmud olarak bilinir, ö. 1030 ), babasının Gazneliler hanedanlığı için veliaht tayin ettiği ağabeyi İsmail 'i kovduktan sonra, 27 yaşlarında iken, Gazneliler devletinin ( Afganistan ye Kuzey İran ) hükümdarı oldu ve 32 yıl hüküm sürdü. İslam Devletinin içinden çıkan bütün küçük krallıklar gibi, Gazneliler de her açıdan bağımsız oldular.  Fakat sahip oldukları topraklarda hakimiyetlerinin meşrulaştırması karşılığı olarak, Bağdat 'ta bulunan Abbasi halifesi el-Kadir'e (h. 991-1031) biat etmişlerdi. El-Kadir , Mahmud'a Yeminüddevle ( devletin sağ kolu ) unvanını verdi. Önemli bir askeri ve siyasi lider olduğu kadar, gayretli bir Müslüman ve Sünniliğin destekçisi (bütün Türkler gibi) olan Mahmud, kabul edilmiş dini naslara aykırı olanlar ve kafirler için bir felaket oldu.  Esas gayretlerini, İslam'ın, ilk kez 711 'de Araplar tarafından getirildiği halde, önemli bir geli...

Fatımilerden El-Hakim'in Tahta Çıkışı

El-Azik'in Mısır'daki zenginlik ve huzur dolu idaresinden (975-96) sonra sıra 11 yaşındaki oğlu el-Hakim'e (h. 996-1021) ve uzun bir huzursuzluk dönemine gelmişti. El-Hakim daha sonra tuhaf, keyfi ve gaddarca politikaları ile tanınacaktı; muhtemelen akli dengesi yerinde değildi. Kamu hayatını etkileyen beyanatlarında ifrat ile tefrit arasında gidip gelmekteydi. Dini zulümleri Hristiyan ve Yahudilere olduğu kadar Sünni Müslümanlara yönelikti. Her şeyden öte, günden güne daha aşırı İsmaili bir tavır takınarak sonunda, mensuplarını gerçekten kendi Hanlığına inandıkları Dürzi dininin çıkmasına neden olan ilahlık iddiasına başladı. Not:   Bu yeni mezhebin kurucusu ve isim babası, 1017'de Buhara'dan Mısır'a gelen ve ilahi ruhu Hz. Ali ve İmamlar vasıtasıyla el-Hakim'e intikal ettiğini ve vaazlar vermeye başlayarak onu ilahlaştıran, Muhammed bin İsmail el-Darazi (ö. 1019) adında İranlı bir İsmaili idi. Onun vaazları halk arasında karışıklıklara sebep oldu ve el-Dar...

İspanya'da El-Hakem'in Ölümü

Kurtubalı II. El-Hakem 15 yıllık bir iktidardan sonra öldü. Kendisi de bir edebiyatçı olan ilim ve sanatları himaye eden el-Hakem, Kurtuba'yı, önemli bir eğitim merkezi haline getirmişti. El-Hakem, 400.000 (dörtyüzbin) civarında kitabın bulunduğu büyük bir kütüphane ve babası tarafından kurulmuş olan Üniversiteye bağlı olan ve sadece İspanya'dan değil, Batı Avrupa'dan, Asya'dan ve Kuzey Afrika'dan da, Müslüman ve Hristiyan pek çok insanı çeken çok sayıda okul kurdu. Eğitim imkanlarının genişliği ve eğitimin teşvik edilmesi halk arasında okur-yazarlık oranını şaşılacak bir seviyeye ulaştırdı. Bazı fakir ailelerin çocuklarını eğitemediklerini duyması üzerine, aydın Halife fakir ailelerin çocuklarını eğitemediklerini duyması üzerine, aydın Halife fakir ailelerin çocuklarının eğitildiği 27 ilkokul açtı. Bu dönemde, hemen Pirenelerin ötesindeki Hristiyan Avrupa'da çoğu krallar ve asiller bile okuma-yazma bilmiyordu; burada eğitim, büyük ölçüde papazlar sınıfının yeti...

Gazneli Hanedanlığının Kurulması

Samani hükümdarı Abdül Melik, 961'de ölünce, Kabil bölgesinde yeni bir kuvvet yükselmeye başladı. Bu kuvvetin başında, Samani devletinin sınırındaki Gaz-ne'de küçük bir şehir devleti kuran, (962) Samani ordularının köle Türk komutanı Alp-Tiğin vardı. Şimdi bunun yerine, kendisinden daha maceraperest olan ve topraklarını genişleterek, adını başkenti Gazne'den (bugün Afganistan'da, Kabil'in 65 mil Güney Batısında bulunan Gazne) alan Gazneliler hanedanlığını kuran damadı Sebüktekin geçti. Sebüktekin'den sonra ise hepsi kendi çizgisinden olan 16 Gazne hükümdarı tahta geçti. Daha sonraki yirmi yıl boyunca, Sebüktekin Batıda Samanilerden Horosan'ın büyük bir bölümünü ve Doğuda Peşaver'e kadar olan bölgeyi aldı. Hindistan'a yapılan saldırıların gelenek haline gelmesi bunun zamanına rastlar. Bu seferler, daha sonra, oğlu ve hanedanlığın en meşhur üyesi olan Mahmud (998-1030) tarafından daha kuvvetli ve düzenli bir şekilde devam ettirildi. İran'daki topra...

NEUSCHWANSTEIN KALESİ (1869-1886 Almanya)

Neuschvvanstein ve Hohenschwangau kaleleri, Füssen kasabası ve Avusturya sınırı yakınındaki Bavyera Alpleri'ndedir. Neuschwanstein, bir fantezinin gerçeğe dönüşmüş hali -küçük kule ve balkonların olduğu, Bavyera Alplerindeki ağaçların üzerinden yükselen bir peri masalı kalesi. Engin ve dayanıklı kalenin yapımı 17 yıl sürdü. Bavyeralı Kral II. Ludwig'in romantik Alman efsanesini canlandırdığı inanılmaz bir sahne tasarımı (Münihli öncü manzara ressamı Christian Jank'ın eseri).  Ludwig, Hohenschwangau'da babası II. Maximilian tarafından restore edilen, duvarları Lohengrin efsanesini konu alan tablolarla süslü bir ortaçağ kalesinde büyümüştü. Alman mitolojisine kendini kaptıran kral, kendini Swan şövalyesi Lohengrin ile özdeşleştirmişe benziyor.  1861'de izlediği Wagner'in Lohengrin operası onu büyüledi ve üç yıl sonra 18 yaşında tahta oturduğunda ilk yaptıklarından biri, Wagner'i emirle seyircinin huzuruna davet edildi. İdaresindeki onca para ve bir kralın sahi...

HOFBURG SARAYI (1535 Avusturya)

 Hofburg, Viyana’nın eski bölgesini çevreleyen hoş bulvar Ringstrasse’ın doğusundadır. Bir saraydan çok, 13. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar farklı dönemlerin mimari özelliklerini taşıyan binalar topluluğu olarak nitelendirilebilecek Hofburg, Habsburg hanedanının, Kutsal Roma İmparatorlarının ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu yöneticilerinin Viyana'daki eviydi. Kompleksin, sayısız avlu ve binayla dolu karmaşık yapısı, Habsburglar’ın yıkılmakta olan imparatorluğunu çağrıştırsa da, burada, Beethoven'in piyanosundan Meksikalı Moctezuma'ın tacına kadar çok sayıda değerli eşya bulunur.  Hofburg'un bazı bölümleri devlet dairesi olarak kullanılırken, diğer bölümleri Habsburgla’ın kuşaklar boyunca biriktirdiği koleksiyonların sergilendiği müzelere dönüştürülmüştür. Sarayın, en eski bölümü Schvveizerhof (burayı garnizon olarak kullanan İsviçreli muhafızın adını almıştır),  1533'te I. Ferdinand kaleyi evi olarak kullanmaya başladığında, devamlı bir kraliyet mekanı haline gelm...

GRAND PLACE (1402 Belçika)

Resim
Belçika’nın başkenti Brüksel’dedir. Bir dönem Brüksel'de yaşayan 19. yüzyıl Fransız yazan Victor Hugo, Grand Place'in dünyanın en güzel meydanı olduğunu söylemiş ve birçokları da ona katılmıştı. Flaman gotik tarzdaki ihtişamlı belediye binası, özenle inşa edilmiş kraliyet sarayı ve şehrin zengin tüccar takımının altın bezeli yüksek evleri ile göz alıyor.  Sütunları, süslü damları, heykelleri, büstleri, ganimetleri, tarabzanlan ve madalyonları bir opera sahnesini andırıyor. Meydanda her gün bir çiçek, Pazar sabahları ise kuş pazarı kuruluyor. Eski zamanlarda meydanda Burgonya asaletini gözler önüne seren mızrak dövüşleri yapılıyordu. Meydan önceden, Serme Nehri kenarındaki bataklık köyü olan eski yerleşim bölgesinde pazar yeriydi. Meydanın neredeyse bir yanını boydan boya kaplayan belediye binası Hotel de Ville'in yapımına 1402'de başlandı, önemli kısmı 1480'de tamamlandı. Burgonya Dükü'nün mimarı Jan van Ruysbroek tarafindan tasarlanan 91 metrelik kule, 1450...

Eski Türk Yasaları

Resim
1- TÜRK’ten köle olmaz 2- İki TÜRK, tek düşmana saldırmaz. 3- Atlı bir TÜRK, yaya düşmana saldırmaz. 4- Yalan söylemek yasaktır. 5- Aman diyene el kaldırılmaz. 6- Kadın ve çocuğa vurulmaz, esir edilmez. 7- Bunlara riayetsizliğin cezası ölümdür. TÜRK'ÜN TÜRKTEN BAŞKA DOSTU YOKTUR ... TÜRK yurdunda yoksulluk o kadar azalsın ki fakirlik suç sayılsın Bilge Kağan

Sırbistan Krallığı

Sırbistan Krallığı (Sırpça: Краљевина Србија/Kraljevina Srbija), 1882'de Sırbistan Prensliği Prensi Milan'ın kral ilan edilmesiyle kurulan Sırp krallığı. 1817'den itibaren Sırbistan Prensliği Obrenović Hanedanı tarafından yönetilmiştir (kısa bir süre için Karađorđević Hanedanı iktidarı ele geçirmiştir). Osmanlı İmparatorluğu'na tabi olan Prenslik, fiili olarak Osmanlı birliklerinin 1867'de Belgrad'ı terk ettiklerinden sonra tam bağımsızlık elde etmiştir. 1878'de Berlin Antlaşması'yla, Sırbistan Prensliği'nin bağımsızlığı resmi olarak tanındı ve anlaşma gereğince Niş Sancağı Sırbistan'a bırakıldı. 1882'de Kral Milan, Sırbistan Krallığı'nı ilan etti ve Avusturya-Macaristan'a karşı bir dış politika geliştirmeye başladı. 1912-1913 yılları arasında Sırbistan Birinci ve İkinci Balkan Savaşlarına katılarak kendi topraklarını büyük ölçüde genişleterek Sancak, Kosova Vilayeti ve Vardar Makedonyası'nı topraklarına kattı. 1918'de I. Düny...

Selçuklular öncesi Anadolu

Selçuklular öncesi Anadolu Anadolu Selçuklu Devleti’nin kuruluşu yıllarından önceki yüzyıllarda Anadolu, Bizans – Arap ve Bizans – Sasani mücadelelerinin yaşandığı topraklardır. yüzyıllara yayılan bu savaşlar, ekonomik ilişkileri büyük ölçüde yıpratmış, ticaret daralmış, üretim ve gelir düşmüştür. Hem savaşlar, hem ekonomik çöküntü, nüfusun azalmasına yol açmıştır.  Bölgede Bizans merkezi otoritesinin zayıflaması ise yerel otoritelerin bölgeler üzerindeki erkini arttırmış, belirgin bir biçimde kendi başına, keyfi davranmalarına, bunun sonucu halkı daha da ezmelerine neden olmuştur.  Uluslararası transit ticaretin Anadolu’dan geçen kuzey – güney ve doğu – batı hatları daha önceden, Orta Doğu’nun ve Levant’ın İslam İmparatorluğu’nun kontrolünde olması dolayısıyla kesilmişti. Bu durum Anadolu’yu transit ticaretin dışında bırakmıştır, ayrıca bir ekonomik daralmaya yol açmıştır.  Sasani İmparatorluğu’nun 651 yılında Raşidin Orduları tarafından yıkıldıktan sonra Anadolu yine de...

I. Süleyman Şah Dönemi (1075-1086)

I. Süleyman Şah Dönemi (1075-1086) Ana madde: Kutalmışoğlu Süleyman Şah Kutalmışoğlu Süleyman Şah'ın babası Kutalmış, Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey ile Çağrı Bey'in amcaoğluydu. I. Süleyman Şah Dönemi (1075-1086) Kutalmış Büyük Selçuklu Sultanlığı tahtına geçen Alparslan'ın sultanlığını kabul etmemiş ve onun ile başarısız bir çatışmaya girişmiş ve bu sırada, 1064 yılında öldürülmüştür. Daha sonra Anadolu'ya gelen Kutalmışoğulları burada yanlarındaki Türkmen gruplarıyla birlikte kendilerine yurt edinme mücadelesi başlamıştır.  Dört kardeşten en son Süleyman Şah hayatta kalmıştır. Bizans sınırlarında yönetimini kuran Kutalmışoğlu Süleyman Şah, Bizanslılarla bazen savaşarak bazen Bizans isyancılarına yardım ederek egemenliği altındaki toprakların sınırlarını büyütmeyi başarmıştır.  Bizans İmparatorluğu'nun Anadolu'da bulunan önemli kentlerinden İznik (Nicaea) ile İzmit (Nicomedia)'i 1075'te ele geçirmiştir. Ardından Güney Marmara bölgesine tümüyle egemen olmu...

Ebu'l Kasım Dönemi (1086-1092)

Ebu'l Kasım Dönemi (1086-1092) Ana madde : Ebu'l-Kasım Süleyman Şah'ın bu sefere çıkarken, başkent İznik'te yerine vekil olarak bıraktığı Ebu'l-Kasım Süleyman Şah'ın 1086 yılında ölümü ve oğulları I. Kılıç Arslan ve Kulan Arslan'ın Melikşah tarafından hapsedilmesi üzerine İznik tahtına çıkmış ve kardeşi Ebu'l Gazi'yi Kapadokya (Kayseri) valiliğine tayin etmiştir.  Ardından kardeşi Ebu'l-Gazi Hasan Bey'le birlikte Marmara kıyılarında Bizanslılarla savaşarak devletin sınırlarını genişletmeye başladı.  Sultan gibi hareket etmeye başlamasından rahatsız olan Melikşah, Anadolu'yu boyun eğdirmek için Emir Porsuk'u Anadolu'ya göndermiştir. kardeşi Ebu'l-Gazi Hasan Bey'le birlikte Marmara dolayında Bizanslılarla savaşarak devletin sınırlarını genişletmeye başladı. Bizans imparatoru I. Aleksios'un (h. 1081-1118) buna tepkisi İznik üzerine bir ordu göndermek olmuştur.  Bu durum Ebu-l Kasım'ı barış istemek zorunda bırakmıştır....

I. Kılıç Arslan Dönemi (1092-1107)

I. Kılıç Arslan Dönemi (1092-1107) Ana madde: I. Kılıç Arslan Süleyman Şah'ın 1086 yılında Ayn Seylem Savaşı'nda ölümünden sonra oğulları Kılıç Arslan ve Kulan Arslan, Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Melikşah tarafından tutsak alınmıştı. Melikşah'ın ölümü ardından iki kardeş serbest kalarak Anadolu'ya geldiler. İznik'e ulaştıklarında kent Bizans güçleri tarafından kuşatılmıştır. Yine de Ebu'l Gazi tahtı Kılıç Arslan'a vermiştir. Kılıç Arslan önce Bizans ordusu üzerine kendi ordusunu sürüp durumu dengelemiştir.  Bunun üzerine ordusuyla 1095 yılında Doğu Anadolu üzerine sefere çıkmış, Malatya'yı kuşatmıştır. Ancak kuşatma uzarken Haçlı güçlerinin İznik'i kuşattığı haberi gelince geri dönmüştür.  Kente ulaştığında kent kuşatma altındadır. Dışarıdan saldırıyı denese de başarılı olamamış, kent savunmasını karar konusunda serbest bırakıp çekilmiştir. Bunun üzerine kent savunması, Bizans Kumandanı ile anlaşarak 19 Haziran 1097 tarihinde kenti ona teslim etti...

Buhran Devri (1107-1110)

Buhran Devri (1107-1110) Kılıç Arslan'ın ölümüyle birlikte onun Anadolu'da kurmuş olduğu siyasi birlik hızla bozulmuştur. Danişmendliler Beyliği; Anadolu Selçuklularını gölgede bırakarak Anadolu'nun en güçlü Türk devleti olmuştur. Musul kentinin Emir Çavlı tarafından alındıktan sonra Bozmış Bey, Kılıç Arslan'ın hatunu ve küçük oğlu Tuğrul-Arslan'ı Malatya'ya getirmiştir.  Emir Çavlı, Musul'u aldıktan sonra Kılıç Arslan'ın diğer oğullarından Şahin Şah'ı (İbn ül-Esir ve Ebu'l Ferec onun adını Melikşah olarak yazar) yakalayarak Büyük Selçuklu sultanı Muhammed Tapar'a göndermiştir. Bozmış Bey, Malatya'ya getirdiği Kılıç Arslan'ın küçük oğlu Tuğrul-Arslan'ı sultan ilan etmiş ancak Kılıç Arslan'ın hatunu, İl Arslan adında bir beyle evlenerek Bozmış'ı öldürmüştür.  İl Arslan, Malatya halkını baskı yaparak çok sayıda altın toplamış, ardından da Konya'ya gitmek üzere iken Kılıç Arslan'ın hatunu ve oğlu, İl Arslan'ı haps...

Şahin Şah'ın Saltanatı (1110-1116)

Şahin Şah'ın Saltanatı (1110-1116) Ana madde: Melikşah (Anadolu Selçuklu sultanı) Anadolu Selçuklu tahtı bir süre boş kaldıktan sonra, I. Kılıç Arslan'ın oğlu Şahin Şah 1110'da başa geçti. Ama kardeşi Rükneddin Mesud onun sultanlığını tanımadı ve Danişmendlilerin desteğiyle iktidarı ele geçirdi.  I. Rükneddin Mesud, bir süre Danişmendlilerin denetimi altında kaldı. 1142'de Danişmendli Mehmed Bey'in ölümünün ardından Anadolu Selçuklularının Anadolu'daki üstünlüğünü yeniden kurdu. Bizans ordusunu 1146'da Konya önlerinde yendi. Ertesi yıl II. Haçlı ordusunu Eskişehir yakınlarında bozguna uğrattı. I. Rükneddin Mesud, geleneğe uyarak ülkesini üç oğlu arasında paylaştırdı ve II. Kılıç Arslan'ı veliaht ilan etti. I. Rükneddin Mesud'un 1155'te ölmesinin ardından oğulları arasında taht kavgaları başladı. Bu sırada Danişmendliler, Bizanslılar, Musul Atabeyi Nureddin Mahmud Zengi ve Ermeni Derebeyi Toros birleşerek Anadolu Selçuklu Devleti'ne karşı ...

Anadolu Selçuklu Devleti’nin Dağılışı ve Yıkılışı

Anadolu Selçuklu Devleti’nin Dağılışı ve Yıkılışı Kazvini'ye göre Moğol istilasından önce Anadolu Selçuklu maliyesinde devlet gelirleri 27 milyon dinardı. Moğol istilasında sonra büyük ölçüde düşmüştür, 1336 yılında 5 milyon 537 bin dinardır. Moğolların baskısının iyice artması üzerine, Anadolu Selçukluları birkaç başarısız ayaklanma denemesine giriştiler. Üstelik, bu ayaklanmalardan birinde Memlüklü Sultanı Baybars'tan yardım istediler.  Ordusu ile Anadolu'ya gelen Baybars 1277 yılında Elbistan ovasında Moğolları darmadağın etti. Ancak, Sultan Baybars'ın ülkesine geri dönmesinden sonra, Moğolların intikamı acı oldu. Çok sayıda insanı acımasızca öldürdüler.  Bundan sonra Anadolu tümüyle Moğol egemenliğine girdi. Anadolu'yu atadıkları valilerle yönettiler. 1308 yılında, son sultan II. Mesud'un ölümünden sonra Anadolu Selçuklu Devleti yıkıldı. Türkiye Selçuklu Devleti'nin II. Gıyaseddin Mesud'un 1308'de ölümü ile resmen de son bulduğu genellikle kab...

Anadolu Beylikleri

Anadolu Beylikleri, Anadolu Türkmenlerinin 1071'deki Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu'da kurdukları devletlerdir. Savaşın hemen ardından, özellikle Doğu Anadolu Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kurulan devletlere Birinci Dönem Anadolu Beylikleri denir.  Anadolu'nun batı ucunda İznik'i başkent edinen, sonradan da Haçlı Seferleri nedeniyle başkentini Konya'ya taşıyarak Orta Anadolu merkezli olarak devam eden Anadolu Selçuklu Devleti'nin zayıflaması ve yıkılmasından sonra kurulan devletler ise İkinci Dönem Anadolu Beylikleri olarak ifade edilir. Anadolu Selçukluları, Anadolu'daki Türkmen beylerini aşiretleriyle birlikte Bizans ve Kilikya sınırlarına yerleştirmişlerdi. Böylece Anadolu Selçukluları hem devletin sınırlarını güvence altına alıyor, hem de Türkmen beylerini denetim altında tutuyorlardı.  Ama 1243'teki Kösedağ Savaşı'nda Moğollara yenilen Anadolu Selçuklu Devleti'nin Türkmenler üzerindeki denetimi zayıfladı. Bu savaşın a...

Tarihe Giriş ve İlkçağ Uygarlıkları

Tarihe Giriş ve İlkçağ Uygarlıkları 1. Tarihe Giriş 2. Tarih Öncesi Devirler 3. Çin-Hint-İskit Medeniyetleri 4. Mezopotamya Medeniyetleri 5. İbrani - İran - Fenike Medeniyetleri 6. Mısır Medeniyetleri 7. Anadolu Medeniyetleri Tarihe Giriş ve İlkçağ Uygarlıkları 1. Tarihe Giriş 2. Tarih Öncesi Devirler 3. Çin-Hint-İskit Medeniyetleri 4. Mezopotamya Medeniyetleri 5. İbrani - İran - Fenike Medeniyetleri 6. Mısır Medeniyetleri 7. Anadolu Medeniyetleri İslam Tarihi, İslamiyet Öncesi ve Sonrası Türk Tarihi 1. İslamiyet'ten Önce Orta Asya'da Kurulan Türk Devletleri 2. İlk Türk Devletlerinde Kültür ve Uygarlık 3. İslam Tarihi 4. Hz. Muhammed Dönemi 5. Dört Halife Dönemi  6. Emeviler Dönemi 7. Abbasiler Dönemi 8. İslam Kültür ve Uygarlığı 9. İlk Müslüman Türk Devletleri 10. Büyük Selçuklular Devleti 11. Türkiye Tarihi 12. Orta Asya ve Yakın Doğu'da kurulan Diğer Müslüman Türk Devletleri 13. Müslüman Türk Devletlerinde Kültür ve Uygarlık Osmanlı Siyasi Tarihi 1. Kuruluş Dönemi 2. Yük...

RUSYA GENEL BİLGİLER

RUSYA Alanı: 17.075.400 kilometrekare (6.592.850 milkare) Nüfus: 147.100.000 (1998) Nüfus Yoğunluğu: kilometrekareye 8.6 Başkent: Moskova Nüfus: 8.436.447 (1994) Coğrafya: Rusya Federasyonu ABD yüzölçümünün yaklaşık iki katı kadardır ve batıda Urallar üzerinden Moskova'ya ve engin Sibirya ovalarına ve doğuda Okotsk Denizine kadar uzanır. Avrupa Rusyası ve Sibirya (Asya) arasındaki sınır Ural Dağları ve Manych çukurluğu ile çizilmiştir. Avrupa Rusyası, Kuzey Kutup Denizinden başlayıp orta Rusya yükseltileri üzerinden Karadeniz, Kuzey Kafkasya ve Hazar Denizine kadar uzanan bir bölgeye yayılmıştır. Sibirya, Yenisey ve Lena arasındaki Orta Sibirya Platosu üzerinden batı Sibirya ovaları, güneyde sıralanan sayan, Yablonovy ve Stranovoydan Lena ve Pasifik sahilleri arasındaki doğu Sibirya dağlarına ve Chukıtskiy ve Kamchatka yarımadalarına kadar uzanır. Hükümet: 1991'den beri cumhuriyet. Hükümet başkanı: 1999'dan beri Vladimir Putin başbakandır. (Putin, ayrıca, aralık 1999'da...

I. Mehmed 1413 – 1421 (Sultan Çelebi Mehmed)

Resim
5 - I. Mehmed (1413 – 1421) Sultan Çelebi Mehmed , 1389 yılında Edirne’de doğdu. Babası Yıldırım Bayezid, annesi de Germiyanoğulları’ndan Devlet Hatun’dur. Orta boylu, yuvarlak yüzlü, beyaz tenli, kırmızı yanaklı ve geniş göğüslüydü. Kuvvetli bir vücuda sahipti. Gayet hareketli ve cesurdu. Güreş yapar ve çok kuvvetli yay kirişlerini bile çekebilirdi. Padişahlığı süresince bizzat yirmi dört savaşa katılan Çelebi Mehmed, bu savaşlarda kırka yakın yara aldı. Başında kullanmış olduğu sarık, altın işlemeli kavuğu ile gayet güzel görünürdü. İçi kürklü ve yakası dik olan bir kaftan giyinirdi. Sultan Çelebi Mehmed Müslümanlara karşı göstermiş olduğu adaleti, aynı zamanda Hristiyan topluluklara karşı da gösterdi. İyi bir idareci ve politikacıydı. Tahsilini Bursa Sarayı’nda tamamladı. Daha sonra babası tarafından Amasya sancak beyliğine tayin edildi ve bu sırada devlet işlerini öğrendi. Fetret Devri’nden sonra Anadolu’daki beylikleri tekrar bir araya toplamayı başaran Sultan Çelebi Mehmed’e Osma...

II. Abdülhamid (1876 – 1909)

Resim
34 - II. Sultan İkinci Abdülhamid,  21 Eylül 1842 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası Sultan Abdülmecid, annesi Tir-i Müjgan Kadın Efendi’dir. Annesi Çerkezdir. Sultan İkinci Abdülhamid  küçük yaşta iken annesini kaybettiği için öksüz büyüdü ve onu üvey annesi Piristu Kadın yetiştirdi. Çocukluğunda çok zayıf bir bünyeye sahip olan Sultan İkinci Abdülhamid sık sık hasta olurdu. Babasının padişahlığı sırasında bu durumu yüzünden özel ilgi gördü. Çok hoşgörülü bir ortamda büyüdü. Kültür derslerinin yanında musiki dersleri aldı ve piyano çalmayı öğrendi. Bekârlığı sırasında çok serbest bir hayat yaşayan Sultan İkinci Abdülhamid, evlendikten sonra tüm boş zamanını ailesiyle, çocuklarıyla geçirmeye başladı. Sultan İkinci Abdülhamid, yıkılmak üzere olan Osmanlı Devleti’ni uyguladığı politikalarla 33 yıl ayakta tutmayı başarmış bir padişahtır. Hayırsever ve cömert bir insan olan Sultan İkinci Abdülhamid, sıradan bir vatandaş gibi yaşardı. Yunan seferi sırasında, kendisine hazinede yet...

Dürrüşehvar Sultan (Abdülmecid Efendi’nin kızı)

Resim
Son Halife Abdülmecid Efendi ’nin kızı Dürrüşehvar Sultan’a ait... Dürrüşehvar Sultan ve Haydarabad Mihracesi ’nin oğlu olan eşi Âzam Cahile . MİHRACEYE GELİN GİTTİ 1914 ’te babasının Çamlıca ’daki köşkünde doğan ve Halife ’nin oğlu Şehzade Ömer Faruk Efendi ’nin küçük kardeşi olan Dürrüşehvar Sultan 3 Mart 1924 ’te Hilâfetin kaldırılmasının hemen ardından, o gece ailesi ile beraber Türkiye’den sınırdışı edilmiş , sürgünde ailesiyle beraber yaşadığı Fransa ’nın Nice şehrinde 1931 ’de o senelerde dünyanın en zengin kişisi olarak bilinen Haydarâbad Nizamı Osman Han ’ın büyük oğlu Âzam Cahile evlenmiş ve hayata 2006’da Londra’da veda etmişti.

Hatice Halime Hatun (Sultan II. Murad Eşi)

Hatice Halime Hatun, Candaroğullarının sekizinci hükümdarı Taceddin II. İbrahim Bey'in kızıdır. Büyükbabası İsfendiyar Bey'dir. Sultan II. Murad 1425 civarında Edirne'de Hatice Halime ile evlendi ve kız kardeşleri Selçuk Hatun 'u, Halime'nin babasıyla ve Sultan Hatun 'u ise Halime'nin kardeşi Kıvameddin Kasım Bey 'le evlendirdi.  1450 'de Hatice Halime, Sultan'ın ilk oğlu olan Şehzade Ahmed 'den ayırt etmek için Küçük Ahmed 'i doğurdu. Gelibolulu Mustafa Âlî, Künhü'l-Ahbâr adlı eserinde Şehzade Hasan adlı bir çocuğunun kocası II. Murad'ın ölümünden sonra II. Mehmed tarafından boğdurulduğunu yazar. İshak Paşa'yla evliliği Kocasının ölümünün ardından üvey oğlu II. Mehmed 'in zorlamasıyla İshak Paşa ile evlendirildi. Bursa Atpazarı 'ndaki cami ile Emir Sultan 'daki sıbyan mektebi için Nisan 1501 tarihli vakfiyesi vardır.

Malhun Hatun (Osman Bey'in eşi)

Resim
Şeyhedebali 'nin kızı olarak gösterilen Malhun Hatun aslında Anadolu Selçuklu veziri olan Ömer Abdülaziz Bey 'dir.  Osmanlı Devleti 'nin kurucusu Osman Bey 'in eşi ve ikinci padişah Orhan Gazi 'in annesidir. Şeyh Edebali'nin kızı Râbi'a Bâlâ Hâtun ile karıştırılan Mal Hâtun'un babası Anadolu Selçuklu Veziri Ömer Abdülaziz Bey'dir.  Vakfıyesinde adı Malhun binti Ömer Bey olarak gösterilmiştir. Kendi adına yapılmış, daha çok ev ortamına benzeyen türbesi bulunur. Osmanlı padişahlarının doğma büyüme yabancı kadınları sarayda Müslümanlaştırarak kendilerine eş yapma geleneği o dönemde olmadığı için Malhun Hatun'un Türk olduğu kesindir.

Pehlivanköy, Kırklareli Tarihi

Resim
  Pehlivanköy, Kırklareli Tarihi  Pehlivanköy: İl Merkezine 62 km. mesafede bulunmaktadır.  Pehlivanköy, Kırklareli ilinin bir ilçesidir. İl merkezine 62 kilometre uzaklıktadır. Deniz seviyesinden 25 metre yüksekliktedir. 5.000 civarında nüfusu olan (ilçe merkezinin köyler hariç nüfusu 2.063 olup, ilçe merkezinde 1.040 erkek 1.023 kadın bulunmaktadır.) Tarihi Pehlivanköy'de ilk yaşayanlar M.Ö. 700 yıllarında Ergene Nehri kıyılarına yerleşmiş olan Traklar'dı . M.Ö. 335 yıllarında Makedonyalılar topraklara sahip olmuştu. Pavli 'nin aslı Pavula 'dır ve bu isim de Hristiyan azizlerden Aziz Pavulos 'tan gelmektedir. 46 yılında Roma topraklarına geçen bölge, daha sonra Bizans topraklarında yer almıştır. Yerleşimin adıyla ilgili olarak bir başka iddiaya göre 8. yüzyılın ortalarında dönemin Bizans İmparatoru Anadolu 'da Sivas-Malatya arasında yaşayan ve kendisine zorluk çıkaran Pavlikan aşiretini bu bölgeye getirmiş ve bölge adını bu aşiretten almıştır. Osmanlı D...

Babaeski, Kırklareli Tarihi

Resim
  Babaeski, Kırklareli Tarihi Babaeski Marmara Bölgesi'nin Trakya kesiminde, Kırklareli 'ye bağlı bir ilçedir. Kuzeyinde Merkez ilçe, doğusunda Lüleburgaz, güneybatısında Pehlivanköy, güneyinde Tekirdağ, batısında da Edirne bulunmaktadır. Küçük bir şehir yerleşmesidir. Tarım ve sanayi başlıca geçim kaynağıdır. İlçe toprakları Ergene Ovası'nda olup, yüksek alanlar ve dağlar yok denilecek kadar azdır. İlçenin kuzeyini yükseklikleri 150 m'yi geçmeyen Yıldız Dağlarının uzantıları engebelendirmektedir. Bunlar Babaeski'nin başlıca yükseltileridir. Ergene Ovası, Ergene Nehri'nin suladığı oldukça geniş bir düzlüktür. Ayrıca yükseklikleri 50–150 m arasında değişen irili ufaklı ovalar bulunmaktadır. Bütün bu ovalar ilçenin tarım alanlarını oluşturmaktadır. İlçe topraklarını Ergene Nehri'nin bir bölümü sulamaktadır. Bunun dışında Kavak Deresi (Cürtlen Dere) ile Şeytan deresi de bulunmaktadır. Köken bilimi Babaeski ismi yörede bulunan Baba Kavağı ağacından gelmiştir. E...

Lüleburgaz, Kırklareli Tarihi

Resim
  Lüleburgaz, Kırklareli Tarihi  İl Merkezine 61 km. mesafededir. İlçede Sokullu Mehmet Paşa Cami ve Şadırvanı ile Mimar Sinan eseri olan Lüleburgaz Köprüsü kültürel eserlerdir.  Lüleburgaz (Yunanca: Αρκαδιούπολις Arkadiopolis, Bulgarca: Люлебургас Lyuleburgas), Türkiye'nin Kırklareli iline bağlı bir ilçedir. İlçenin sınırları dahilinde altı belde ve otuz köy bulunmaktadır. Çorlu, Çerkezköy, Edirne ve Tekirdağ'dan sonra Doğu Trakya'nın beşinci en büyük yerleşim yeridir. Kırklareli'nin güneyinde, sanayisi ve tarımı ile öne çıkan Lüleburgaz, söz konusu ilin en büyük ve en gelişmiş ilçesidir. Lüleburgaz ve civarı milattan önceki dönemde Trak, Büyük İskender ve Roma İmparatorluğu hakimiyetine girdi. Roma İmparatorluğu'nun bölünme döneminde Bizans egemenliğine girdi. Lüleburgaz, Osmanlı'nın kuruluş döneminde Osmanlı'nın eline geçti. Edirne Vilayet Matbaası Müdürü Şevket Dağdeviren'in yazdığı 1892 tarihli salnameye göre; Kırkkilise sancağının ikinci sınıf bir ...

Vize, Kırklareli Tarihi

Resim
  Vize, Kırklareli Tarihi  Vize, Kırklareli'nin doğusunda, İstanbul'a 140 km uzaklıkta bir ilçedir. Cittaslow denilen sakin şehir unvanı ile Türkiye'deki 10 ilçeden birisi olmuştur. 2022 TÜİK verilerine göre ilçe nüfusu merkezde 15.291 kişi belde ve köylerde 14.175 kişi toplamda 29.466 kişidir. Vize Trakya'nın Karadeniz kıyısındaki ilçelerinden biridir. Merkez ilçeden sonra yüzölçümü bakımından Kırklareli'nin en büyük ilçesidir. Ayrıca Kofçaz'dan sonra Kırklareli'nin rakımı en yüksek ilçesidir. Tarihte değişik isimlerle anılan kent Byzia, Bizye, Bida, Biza, Vyza, Vizii ve son olarak da Vize olarak bilinmektedir. İsmin kökü Byzas'tan gelmekte olup Byzas Poseidon'un bir oğlunun adıdır. Aynı zamanda Byzas, Trak dilinde keçi anlamına gelmekte olup Trakların çokça kullandıkları bir isimdir. Ayrıca Byzas isimli efsanevi bir Trak Kralının adından geldiği söylenir ki bu Byzas Su Perisi Semestra'nın oğludur. Ayrıca Yunan Mitolojisinde Kaynak Perisinin adı...